Kır çiçeklerinin en alçakgönüllüsü belki de… Ama gücü, güneşin içten gelen sıcaklığıyla yarışır.
Sarı kantaron, yazın en uzun günlerinde açar çiçeklerini; ışığı içine çeker, sonra o ışığı şifaya dönüştürür.
Soğuk sıkım zeytinyağı içinde 40 gün güneşin altında usulca bekletilerek hazırlanan bu geleneksel maserat, doğanın sabrı ve iyiliğiyle doludur. Her damlasında güneşin sıcaklığı, toprağın cömertliği ve bitkinin kendi kendini iyileştirme arzusu saklıdır.
Ciltle buluştuğunda, sanki “her şey geçecek” der gibi yumuşacık bir dokunuş bırakır.
Tahriş olmuş, gerilmiş, özen bekleyen ciltler için bir sükûn, bir teselli gibidir.
Yalnızca fiziksel bir rahatlama değil; bazen bir hatıra, bazen bir yaz akşamı, bazen de çocukluğunuzun iyileştiren o kokusu olarak kalır teninizde.
Her evde olmadığında uykularımızı kaçıran; sade, güçlü ve sevgi dolu bir şifa kaynağı